11 Mayıs Boğa Yeniayı; içimizdeki tanrıçanın şifası

11 Mayıs günü saat 21:59'da Güneş ve Ay yan yana gelerek Yeniay oluşturacaklar... Yeniay, niyete girme enerjisidir. Harekete geçme zamanı değildir çünkü Ay'ın ışığı karanlıktadır ve farkındalık yoktur.

Boğa; üretken, sakin, estetik zevkleri olan, şefkatli, güzelliğe önem veren, eylemsiz bir burçtur. Doğanın yarattığı her şey onun eseridir. Tıpkı dişil enerji gibi... Dişil enerji şefkatlidir, ne olursa olsun sarıp sarmalar. Kendisi ve çevresiyle uyum içindedir. Duygusal bağlantılar kurar, kalplere dokunur. Kendisiyle bir olduğu için ışığı güçlü ve kuvvetlidir, isteyenler o ışıkla aydınlanır. Korur, kollar ve besler; tüm bunları doğallığı ile yapar. Yaratıcıdır, kendi yaratıcılığının farkındadır. Olması gerekenin olduğunu bilir, akıntıyla beraber akmayı tercih eder.
Eril enerji kararlıdır, hedefe odaklanır. Özgürlük duygusu çok güçlüdür. Sınırları vardır, hayatta her şeye karşı sınırlar çizebilir. Çaba ve mücadele içindedir. Nettir, neyse odur. Vericidir, sahip olduklarını paylaşır. Dirayetlidir, pes etmez.
Ve biz her ikisinin enerjisine de sahibiz, yin ve yang... Böyle tamamlanıyoruz kendi içimizde, böyle var oluyoruz. AMA çoğu zaman bu enerjiler dengesizleşebiliyor böylelikle şifa ortaya çıkıyor. Hatta Boğa Yeniayı'nda tam da bundan bahsedeceğim.
11 Mayıs günü yaşayacağımız Boğa Yeniayı'na, Lilith eşlik edecek. Lilith; kadın tanrıça figürüdür. Kişinin duygusal gücü, bastırılmış cinsel duyguları, arzuları, korkularıyla ilişkilidir. Ben mitolojilerden etkilenmem, özümsemem ama yıllarca süregeldiği, kolektifin kabul ettiği hikayeler olduğu için şuan ki meseleleri anlamak için okuma ihtiyacı duyarım. Lilith de tam olarak böyle bir figür.
Rivayete göre, Adem ile topraktan yaratılan Lilith, Adem'in kendisini üstün gördüğü tüm koşullara tepki göstermiş ve eşit olduklarını savunmuş. Lilith'in eşitlik arayışı cennetten kaçması ile son bulmuş. Cennetten kaçtığı için dışlanan Lilith, Kızıl Deniz de bulunan iblisler birlikte olduğu ve günde 100 cin çocuk doğurduğu söylenir bu da dünyada neden bu kadar kötü ve kötülük olduğunu açıklar denir rivayette... Lilith'e evine dönmesi için çağrılar yapılsa da dönmez. Bunun üzerine Tanrı, Adem'in sol kaburgasından Havva'yı yaratır ve eşitlik kavgası son bulur...
Bu hikaye benim için kadın - erkek eşitlik hikayesi değil. Bu hikaye kişinin içinde yaşadığı eril - dişil enerji dengesizliği... Dikkat çekmek istediğim nokta da bu.
Dengesiz dişil enerji, kurban rolünü benimser. Kendini kapana kısılmış, çaresiz ve özgüvensiz hisseder. Aşırı duygusaldır, olayları dramatize eder, içindeki mesajı göremez. Hislerini dinlemek yerine onaylanma ihtiyacı duyar. Yaratıcı enerjisini kullanmadığı için depresyona meyillidir. Herkese ve her şeye bağımlılık geliştirir.
Dengesiz eril enerji, saldırgandır. Ateş enerjisi yakıcı ve yıkıcı şekilde ortaya çıkar. Agresif tutumları vardır. Eleştirmeyi ve yargılamayı seçer. Kolay pes eder, tembeldir. Herkesi ve her şeyi kontrol etmek ister. Zarar göreceğini düşünüp duygularını bastırır.
Konumuz Lilith olduğu için, onun yaşadığı enerji dengesizliğini fark ettiniz mi? Peki ya arzularını, korkularını, o güne kadar bastırdığı cinsel duygularını, adaletin olmadığı yerde sevgi olmayacağını düşünmesini, intikam duygusunu, karanlığını...
Pek tabii hak verebilir ya da yargılayabilirsin onu. Hepimiz -özellikle ilişkimizde- karanlığımıza teslim olmuşuzdur. Birçok kadının bastırdığı cinsel duyguları, zaman zaman şikayet ettiği kadınlık özellikleri olduğunu biliyoruz. Lilith'i yargılamak kendimizi yargılamak olacak, onu anlamak da kendimizi anlamak... Lilith'timiz ile barışmaya, eril-dişil dengemizi bulmaya, içimizdeki tanrıçayı şifalandırmaya niyet edebileceğimiz bir Yeniay! Şifa olsun!