24 haziran oğlak dolunayı; geleneksele veda

24 Haziran saat 21:39'da gerçekleşecek Oğlak Dolunayı, vedalaşmamız gereken artık bize hizmet etmeyen birçok konuyu aydınlatacak ve serbest bırakmamız için uygun ortamı yaratacak tabii sen izin veriyorsan...
Dünya düzeni için değişim çanları zaten bir süredir çalıyordu. Yay-İkizler tutulmaları ile başlayan bilgi akışı, değişken koşullar, kaygan zeminler bizi hem zorladı hem de birçok konu hakkında bilgi sahibi yaptı. Ama bazen sadece öğrenmek yetmiyor. O bilgiyle ne yapacağın, ne kadarını kabul edeceğin, neyi nasıl değerlendireceğin de önemlidir ve her şeyden önemlisi bu bilginin ne kadarını gerçekten idrak edeceksin... Her bir tutulmada çok şey fark ettik, inandığımız dağlara çok karlar yağdı ve bu sayede yeni inançlar geliştirdik. Hava ve Ateş'in muhteşem uyumu, gücü, değişkenliği ve heyecanı... Ve 21 Aralık tarihinde Satürn Kova burcuna geçti. Artık insanlık hazır dedi, yeniye yer açmaya, eskiyle vedalaşmaya, eski ve yeni arasında seçim yapmaya... İlkini 17 Şubat'ta ikincisini 15 Haziran'da yaşadığımız Satürn-Uranüs kareleri geçmiş ve gelecek, geleneksellik ve modernlik arasında sıkıştırarak bir seçim yapmaya zorluyor. Sen bireysin diyor, bu güne kadar toplum normları üzerinden ilerledin artık kendi yolunda gitme vakti. Sıkışacaksın, bunalacaksın, gerilim yükselecek belki ama sen bu mücadeleyi kazanacaksın...
İşte böyle bir atmosferdeyken 24 Haziran'da, sorumluluk sahibi, kuralları olan, sabırlı, hedef odaklı, geleneksel Oğlak burcunda bir dolunay gerçekleşiyor.
Dolunay dönemleri bir konunun bitişi, sonlanması, hizmet etmeyenin serbest bırakılması, mevcut durumun başka bir evreye geçişi olarak çalışır. 12.evde gerçekleşen bu Dolunay, bilinçaltına attığımız, üstünü kapattığımız, görmezden geldiğimiz konuları aydınlatacak.
Hepimiz içinde yaşadığımız toplumun öğretilerinin içinde büyüdük. Dedelerimiz, anneannelerimiz, babaannelerimiz, babalarımız, annelerimiz sayesinde desteklemediğimiz, kabul edemediğimiz, doğrumuz yapamadığımız birçok inançla tanıştık. Hatta bazılarını eleştirsek de devam ettirdik, besledik, büyüttük. Hiçbiri yanlış değildi, uyguladıkları kendi doğrularıydı. Doğru bildikleri buydu. İsyan etmek yerine kabul etmeyi seçmişti birçoğu. Çünkü isyan insanı kötülüğe çıkarırdı, başkaldıranların başına mutlaka kötü şeyler gelirdi. Saygı duydukları büyükleri bunun doğru olduğunu söylemişti. Onlar biliyorsa, onlar uygulamışsa tabii ki doğruydu.
Saygının, sevginin önüne geçtiği, şımarmasın diye sevildiği hissettirilmeyen, kabul edilip edilmediğini anlamayan, düşüncesi hiç sorulmadığı için ifade etmekte zorlanan, birazcık sevgi için emek vermesi gerektiğine inanan, büyük sevgiler gördüğünde hiç bilmediği için korkup kaçan, huzur isterken kaosun içine düşen, öfkenin ona ne zaman döneceğini korku içinde bekleyen çocuklar... İşte bu yüzden hep bir tedirginlik hakimdir onlarda. Diken üstünde oturma hali.
Bizim döneme doğru esnemeye başladı her şey. Dönem değişti, algı değişti, doğrular değişti. Tabii çatışmalar da çoğaldı, özgürlük mücadelesi başladı. Tek bir doğru olmadığını gördük. Birey olmaya başladık. Evet BİRdik, aynı zamanda da BİRİCİK... Kalplerimiz bir, hepimiz bağlıyız birbirimize. Birimiz yere düştüğünde acıyor diğerinin de dizleri. Ama yolculuklarımız da bi o kadar biricik ve kendine özgü. Çünkü birçok olasılık var hayatta. Benim seninle bir olmam aynı yoldan ilerlemem gerektiğini ifade etmediğini biliyorum artık. Ben başka yoldan ilerleyerek seninle aynı yere çıkabilirim. İstersem çıkmaya da bilirim çünkü seçim hakkım var. Hayattaki her bir seçim bambaşka bir yol yaratıyor önümüzde. Ve her yol güzel, keyifli, kişiye özgü.
Merkür, Dolunay'dan bir gün önce retroyu biterecek ve özgür bırakacak zihnimizi. Geçmişle hesaplaşman tamamlandı artık ilerleme, önüne bakma, öğrendiklerinle hayatına değer katma, fark ettiklerinle yol alma zamanı...
Karanlıkta kalan yargılarımız aydınlanırken, zihnimizin bu özgürlüğü tam da ihtiyacımız olan destek geliyor. Onay alma ihtiyacı duyduğumuz konulardan özgürleşmeye ihtiyacımız var. Kabul ettiğimiz doğrularımıza, geleneksel kalıplarımıza, tabularımıza, kurallarımıza gerçekçi gözle bakarak değerlendirmeler yapabiliriz. Sabırlı davranarak bahçemizdeki otları temizleyebiliriz. O bahçeye kendi istediğimiz çiçekleri ekip besleyebiliriz. Bu güç bende var, sen benim aynamsan sende de vardır. Bu yolculukta beraber olmayabiliriz, yolumuz ayrı olabilir ama unutma biz BİRİZ. Senin ayağa kalkman benim ayağa kalkmama da vesile olabilir.
Şifa olsun...